Televizyon, "Hareketli görüntülerin sesle birlikte elektrik sinyaline
dönüştürülerek bir alıcıya iletilmesi ve alıcıda yeniden ses ve görüntüye
dönüştürülmesi", "Sabit veya hareketli cisimlerin, kalıcı olmayan
görüntülerinin elektrik yoluyla uzağa iletimi" işlevlerini yerine getiren
aygıta verilen isim.
“Uzak görüntü” ya da “uzaktakini görme” anlamına gelen televizyon kelimesi,
radyoda olduğu gibi hem bir
teknoloji hem de o
teknolojiyi kullanan araçtır.
Görüntünün tespit edilmesi, işlenmesi, çeşitli tekniklerle (
uydular, kablo şebekesi gibi) iletilmesi ve bu iletimin alınıp izlenmesi
süreçlerinin tümü televizyonun
teknolojik anlamını açıklarken, iletilen yayınları almaya ve
izlemeye yarayan elektronik cihaz da televizyonun araç olarak tanımıdır.
Televizyonla ilgili en önemli olgu televizyonun görüntüyü iletmesidir. Bu
iletimin gerçekleşebilmesi için de -aynı seste olduğu gibi- ‘ışık’
elektrik sinyaline dönüştürülür. Görüntünün elektriksel ifadesi de
‘video’ yani ‘görüntü sinyali’dir.
Buna bağlı olarak da;
- Televizyon: görüntünün elektriksel olarak tespitini, iletimini ve
izlenmesini kapsayan tüm teknolojileri, - Video: görüntü sinyalini,
dolayısıyla televizyon görüntüsünü, - Televizyon alıcısı: videoyu görüntüye
(elektriği ışığa) dönüştüren ve yayınların alınıp izlenmesini sağlayan
aygıtı, ifade eder.
Televizyonun icadı
Televizyon
26 Ocak
1926 yılında
John Baird tarafından icad edilmiştir. Detaylı
bilgi için bkz.
Televizyonun icadıTelevizyon
Görüntünün ve görüntüyle alakalı seslerin aynı anda elektromanyetik dalgalar
halinde yayılması prensibine dayanan en
mükemmel haberleşme sistemlerinden biri. Televizyonun temel
prensibi ışık enerjisinin elektrik enerjisine çevrildikten sonra
yayınlanması ve alınan elektromanyetik sinyallerin tekrar ışık enerjisine
çevrilmesidir.
Işık enerjisinin elektrik enerjisine çevrilmesi fikri 1873 senesinde
Selenyum üzerine ışık düşürüldüğünde elektrik direncinin değiştiğinin
keşfedilmesiyle başlamıştır. Bu prensibe göre selenyum üzerine parlak ışık
düşerse; sinyal kuvvetli, soluk ışık düşerse sinyal zayıf olacaktır. Genliği
değişen bu sinyal radyo dalgaları gibi yayınlanıp alıcıda ters işlem
yapılınca ekranda görüntü teşekkül eder. Televizyon bu bakımdan “uzaktan
görme” manasına gelir.
Gazete baskısında çıkan resimler yakından incelenirse resmin, açık ve koyu
noktalar matrisinden meydana geldiği görülür. Televizyon ekranında da
meydana gelen resim esasen açık ve koyu renkte noktaların birleşimi bir
matristir. Televizyon yayını ve alınmasında bu matris iki türlü işleme tabi
tutulur.
Birinci işlem, resmi yukardan aşağıya doğru binlerce yanyana
noktalardan meydana gelen dilimlere ayırmak; ikincisi de resme hareket
kazandırmak için sinema tekniğinde olduğu gibi gözün fark edemiyeceği sayıda
ekrandan poz geçirmek (Bkz. Sinema). Bu iki işleme televizyon tekniğinde
tarama denir.
Televizyon sistemleri verici ve alıcı olmak üzere iki kısımdır. Verici
sistem, mercekli TV kamerası ve radyo vericisi; alıcı sistemse radyo alıcısı
ve TV alıcısıdır. TV kamerasıyla TV alıcısında ışık enerjisini elektrik
enerjisine çeviren tüpler vardır; bu tüpler kameradaki mercekten gelen ışık
şiddetini elektrik video sinyaline çevirir ve radyo vericiye gönderir;
alıcıdakiyse radyo alıcıdan gelen elektrik video sinyallerini ışık
enerjisine çevirerek ekranda görüntü meydana getirir.
Televizyon yayını renkli ve renksiz olarak iki türlüdür. Renksiz televizyon
monokromatik (tek renkli) olarak adlandırılır ve beyaz, gri ve siyah
renklerden istifade edilir. Renkli televizyon ise özel filitre ve dikromatik
ışık teknikleri ve floresant maddelerden istifadeyle kırmızı, yeşil ve mavi
renkleri kullanır. Renkli televizyon siyah, beyaz, kırmızı, yeşil ve mavi
renklerin karışımından çok renkler elde etme özelliği de taşır.
Kablolu televizyon sisteminde yayının TV alıcısna iletilmesinde
elektromanyetik dalgaları ileten antenler yerine telefon hattı gibi kablo
hatları kullanılır. Çeşitli dış faktörlerin parazit tesiri olmadığından
yayın daha nettir.
Televizyon yayınının radyo yayınından hiçbir farkı yoktur. TV yayını genlik
modüleli video (resim) sinyali ve frekans modüleli (FM) ses sinyali şeklinde
olur. Her iki sinyalin frekansı birbirine çok yakın olup, aynı antendan
alınabilir. Televizyon ses ve görüntü yayını için kullanılan belirlenmiş
frekans bandlarına TV kanalları denir. TV frekans bandlarından 30-300 MHz
arasında kalan bandlar çok yüksek frekans (VHF); 300-3000 MHz arasında kalan
bandlar ultra yüksek frekans (UHF) gruplarına girer. Her band genişliği
AvrupaTV sistemlerinde 8 MHz'dir; Amerikan TV sistemleri için 6 MHz'dir. TV
yayınları birbirini gören 50-120 km mesafelerdeki antenler aracılığıyla
uzaklara iletilir.
Televizyon yayın tekniğine göre üç cins yayın vardır. Amerikan TV yayın
sistemi NTSC, Fransız TV yayın sistemi SECAM ve Avrupa TV yayın sistemi PAL
ismini alır. Türkiye PALTV yayın sistemine sahiptir.
Tarihî gelişme: İlk TV yayını 1928 ile 1935 seneleri arasında John Logie
Baird tarafından ingiltere'de BBC aracılığıyla yapıldı. Bu sistemde resimler
525 yerine 30 çizgiyle ekranda teşekkül ettirildiği için teferruat
görülemiyordu. 1936 senesinde Alexandra Palace yine BBC aracılığıyla 405
çizgi sistemiyle mükemmel görüntü elde etti. Bu sistem İngiltere'de 1964
senesine kadar devam etmiştir. Televizyonda ilk başarılı kamera
İconoscope'un bulunuşuyla başlamıştır. İconoscope'u yine buna benzeyen
orthicon tüpü takip etti. Daha sonra çok küçük fakat ışık direnç münasebeti
mükemmel olan görüntü plakası kurşun monoksit (PbO) kaplı vidicon tüp
yapıldı. 1950 senesinde vidicon tüpün bulunuşu TV'de dev bir adım oldu.
Vidicon tüpün en geliştirilmiş tipi, görüntünün düşürüldüğü plakanın
yüzeyinin binlerce mini silileon fotodiyodlar dizisinden meydana gelenidir.
Bu tür tüplere epicon tüp de denir. Tüplü kanallar yanısıra yarı iletken
görüntü sensörlü kameralar da yapıldı. Orthicon kamera tüpün boyu 40 cm,
vidiconun boyu 20 cm iken yan iletken görüntü sensörlü kamera elektron
hüzmesi, yüksek voltaj ve tüp gerektirmediği için çok ufak, 1,9 x 1,22
genişliğinde minik bir parçadan ibarettir. Bu tür kameralara CCD
(Charge-Cupled, Device) de denir.
Türkiye'de televizyonla ilgili çalışmalar 1965'te başladı. İstanbul Teknik
Üniversitesinde küçük bir deneme istasyonu kurularak sınırlı bir alana yayın
yapılmıştır. 1968'de Ankara Televizyonu siyah-beyaz ilk deneme yayınlarına
başlamıştır. 1971'de İstanbul'da Çamlıca'daki televizyon istasyonu devreye
girmiş olup, Ankara'daki programları aktarmıştır. Türkiye çapındaki yayınlar
1972'den sonra olmuştur. Renkli televizyonun ülkemizde yaygın hale gelmesi
1985 yılında olmuştur.
Türkiye'de Radyo ve Televizyon yayıncılığı 1990 yılına kadar sadece TRT
tarafından yürütüldü. 1990 yılı başlarında Avrupa'da kiralanan uydular
aracılığıyla Türkiye üzerine yayın yapan özel televizyonlar kuruldu.Kısa
zamanda yurt çapında izlenmeye başladı. Bu arada Temmuz 1993'te Radyo ve
Televizyon yayıncılığındaki devlet tekeli kaldırıldı. Halen (1994-Mart)
TGRT, Flaş, Kanal 6, HBB, ATV, SHOW TV, İnter Star, Samanyolu TV'leri ile
TRT'nin 6 kanalı yayın yapmaktadır.
TV kamerası: Resmin video sinyali TV kamerasında başlar. Resim veya
manzaradan gelen ışıklar kamera tüpünde elektrik sinyali şekline çevrilir.
Işıklar evvela mercekten geçerek fotoelektrik görüntü perdesi üzerine düşer.
Fotoelektrik perde diğer taraftan elektron hüzmesiyle taranır. Perdedeki
ışık görüntüsünün koyuluk ve açıklığına göre fotoelektrik madde direnci
değiştiğinden elektron akışı da farklı olur. Bu farklı elektron akışı ise
elektrik sinyalinin doğmasına sebep olur.
Elektron hüzmesi, kamera tüpü içindeki elektron tabancasıyla üretilir.
Elektron tabancası ısınınca elektron yayan katod ve ısıtıcı elemandan
meydana gelmiştir. Çıkan elektron hüzmesine tüp içindeki hızlandırıcı ve
yatay dikey yöndeki yönlendirici bobinlerle kumanda edilir. Renkli
televizyon kameralarında ışık kamera tüpüne girmeden önce akromatik,
dikromatik aynalardan yansıtılarak renklerine ayrılır. Akromatik ayna bütün
renkleri yansıtır. Dikromatik ayna bir rengi geçiren diğer renkleri yansıtan
özellikte özel bir maddeyle kaplanmıştır. Beyaz ışık üç ayrı dikromatik ayna
grubunda kırmızı, yeşil ve mavi renklerine ayrıldıktan sonra kamera tüpüne
girer.
TV alıcısı: Televizyon alıcısındaki tüp ekran iç yüzeyi floresant
maddeyle kaplı olup, elektron hüzme taraması işleminde elektronların
çarpmasıyla ışık saçar. Sinyal şiddetine göre elektron çarpma miktarı
fazlalaşacağı için parlaklık fazla olur. Sinyal şiddeti azaldıkça parlaklık
azalır. Sinyal sıfırsa hiç parlaklık olmayacağı için görüntü siyahtır.
Renkli televizyondaysa floresant madde üç ayrı renkte ışık yayacak özellikte
olup, gelen renk sinyalinin cinsine göre ilgili rengi açığa çıkarır.
Noktalar halinde çeşitli tonlardaki renklerin birleşmesinden görüntü
kompozisyonu ortaya çıkar. Bu tüpe kineskop veya kısaca CRT denir. Kineskop,
video sinyali resim haline çevirir. Renkli TV alıcısındaki tüp, noktalar
halinde fosforesantı, kırmızı, mavi ve yeşil ışık yansıtan madde ihtiva
ettiği için resim renkli olarak ekranda görülür. TV alıcı tüpünde bulunan üç
elektron hüzme vericisi fosforesant maddede de kırmızı, mavi ve yeşil
renkleri açığa çıkaracak frekansta elektron atışı yapar. TV'deki diğer
renkler üç ana rengin karışımıdır. Renk sinyali ihtiva eden video sinyaline
Y-sinyali de denir.
Tarama ve senkronize: Televizyonda sinema tekniğindeki gibi gözün fark
edemiyeceği hızda poz değişimine ilave olarak, her poz ayrıca 625 çizgiyle
noktalar halinde tek tek taranır. Göz önünden saniyede 25 poz geçtiği için
her görüntü 25x625= 15.625 çizgiyle meydana gelir. Elektron hüzmesiyle
tarama üst sol köşeden sağa doğru olmak üzere aşağı doğru gider ve sağ alt
köşede hüzme tekrar sol üst köşeye döner. Elektron hüzmesinin sol üst
köşeden başlayarak sağ alt köşeye ulaşma süresi 1:50 saniyedir. Amerikan TV
sisteminde bu süre 1:60 saniyedir.
Televizyonun kullanıldığı sahalar: Televizyonun kitle haberleşmesi yanısıra
eğitim, endüstri, tıp, trafik kontrolu, telefon, video kayıt, bilgisayar ve
faksimile konularında kullanma alanları vardır. Dünya yörüngesine oturtulan
TV muhabere uydularıyla görüntüler anında dünyanın bir ucundan diğer ucuna
ulaştırılmaktadır. 1963 senesinde Amerikan Cumhurbaşkanının uğradığı suikast
750 milyon kişi tarafından TV aracılığı ile görülmüş, 1969 senesinde N.
Armstrong'un Ay'a ilk adım atışı dünyanın birçok köşesinde aynı anda TV'den
seyredilmiştir.
Televizyonun fayda ve zararları: Televizyon kullanma maksadına göre faydalı
veya zararlı olur. İyi hazırlanmış TV programlarının eğitim, tıp, endüstri
konularında faydaları çok fazla olur. İnsanlar öğrenirken görme ve işitme
organlarını çok iyi kullanırlar. Öğrenme işleminin % 90'ı gözle, % 8'i ise
kulakla olur. Geriye kalan % 2'siyse koku, dokunma tat ve altıncı hislerle
olur. Öğrenmede bu kadar mühim görevi olan televizyonun millî, kültürel,
dînî ve diğer hususlarda önemi büyüktür. Bu bakımdan TV programlarının
milletlerin kültür, din ve millî gerçeklerine uygun hazırlanması lazımdır.
Televizyonun eğitim ve propaganda alanlarında en güçlü yayın organları
arasında yer aldığı bilinmektedir. Televizyonun gücünü sosyolojik açıdan
ölçmek için çeşitli araştırmalar yapılmış, bu yayın organının etkisinin
radyo, sinema ve basının birleşik etkisinden daha üstün olduğu sonucuna
varılmıştır.
Devamlı ve çok uzun süreler TV seyretmek insanda aşağıda ele alınacak olan
bozuklukları meydana getirir:
a) Devamlı TV seyreden kimseler pasif, hareketsiz ve hatta mutsuz
olabilirler.
b) Devamlı TV seyreden aile üyelerinin ve birbirleriyle dost olan kimselerin
arasındaki alakalar önemini kaybedebilir. İnsanlar arasındaki sohbetin,
konuşarak anlaşmanın, okumanın ve birbirlerini sevmenin değeri
zayıflayabilir.
c) Devamlı TV seyri, insanların yapması gereken pekçok işin ihmal edilmesine
ve unutulmasına yol açabilir.
Özellikle çocukların ve gençlerin derslerini ve uykularını TV yüzünden ihmal
ettikleri inkar edilemez. Bu pekçok ailenin derdidir.
Çeşitli programlar yıpratıcı etkiler yapabilir ve insanların macera hevesini
kamçılayarak onları istenmeyen davranışlara itebilir. Bu noktalara daha
başkalarını da eklemek mümkündür.
Sıkça sorulan sorular
Plazma ekran ve plazma televizyon arasındaki fark nedir?
Plazma ekranlarda tuner olmadığından anten girişi yoktur ve analog
televizyon / kablo TV yayınlarını izlemek mümkün değildir. Bu kaynaklardan
görüntü alımı için harici bir tuner çözümü gerekmektedir.
Signal-to-noise oranı neden önemlidir?
Eğer net bir görüntü istiyorsanız dikkat etmeniz gereken bir değerdir. dB
birimi ile verilen bu değer, video sinyalinin parlaklık kısmındaki gürültüyü
ölçer.
Yüksek kontrast tüpleri ile daha fazla kontrast mı alırım?
Evet, bu özellik standart televizyonlarda kontrastı geliştirici bir
özelliktir. Ayrıca ilave renk saflığı ve siyah reprodüksiyonu ile görüntüye
boyut eklerler. Bu ekranların, görüntünün varolan parlaklığını azalttığını
ve daha yüksek parlaklık istemenize neden olarak tüpünüzü zorlamanıza neden
olduğunu da belirtmek gerekir.
LCD nedir?
Liquid Crystal Display’in kısaltması olan LCD ekranlar, taşınabilir
kullanımlarda pil kullanımında ekonomik davrandığı için taşınabilir
televizyonlarda tercih edilir.
Kanallar arasında aralıksız nasıl sörf yapabilirim?
Favori kanal fonksiyonu, picture-in-picture, V-chip teknolojisi olarak
bilinen ana kontroller, channel labeling ve otomatik kanal programlama gibi
özellikler ile kanallar arasında sörf yapmak artık daha kolay.
En sık izlediğim kanallara nasıl kolayca ulaşabilirim?
Favori kanal hafızası ile en sık izlediğiniz kanalları kaydedip, sonrasında
tek bir button yardımı ile bu kanallar arasında sörf yapabilirsiniz.
Değiştirmek istediğinizde bu kanallara ekleme ve çıkarma yapabilirsiniz.
Picture-in-picture özelliğini neden istemeliyim?
Bu özellik ile aynı anda 2 farklı kanalı görüntüleyebilirsiniz. Böylece bir
kanal ana ekranda görüntülenirken, ekranın bir köşesinde küçük bir alanda
bir diğer kanalı izleyebilirsiniz.
Reklamlar başladığında sesin artmasını önlemenin bir yolu var mı?
Otomatik ses kademelendirme özelliği olan televizyonlarda sesin dengelenmesi
ile ani yükselmeler frenlenir.
S-Video bağlantıları resim kalitesini geliştirir mi?
Kamera, VCR, oyun konsolları gibi cihazlar ile S-Video bağlantısından
geliştirilmiş sinyal sağlanır. Renk bilgilerini parlaklıktan ayırdığı için
S-Video bağlantısı renk dağılmasını azaltır. Bu bağlantının çözünürlüğe
etkisi olmamasına rağmen, kompozit video bağlantısı ile görüntülerin daha
net olduğu farkedilebilir.
Komponent video girişinin avantajları nelerdir?
Komponent video girişleri; renk sürekliliği, geliştirilmiş çözünürlük ve
artırılmış görüntü detayları için video sinyallerini 3 kısma ayırarak daha
yüksek kalitede görüntü sağlarlar.
DVD Player’ım için en iyi bağlantı hangisidir?
DVD Player’ınızın A/V sisteminizdeki en yüksek çözünürlüklü cihaz olduğunu
varsayarak, bu cihazın çıkışlarını en iyi şekilde kullanmak isteriz. Eğer
her iki cihazınızın da komponent video terminali varsa, bunları
kullanabilir, alternatif olarak S-Video ya da kompozit video bağlantılarını
tercih edebilirsiniz.
Basit, birleşik ve üniversal kumandalar arasındaki fark nedir?
Basit tip kumandalar, kutusundan çıktığı cihazın kontrollerini üstlenirken,
birleşik kumandalar üretici firması aynı olan farklı cihazları kontrol
edebilirler. Üniversal kumandalar ise, markası farklı olsa bile bir çok
elemanın temel fonksiyonlarına kumanda ederek hayatınızı kolaylaştırırlar
Eski kumandamdan kod transferi yapabilir miyim?
Eğer kumandada bu özellik mevcutsa, kod transferi yapabilirsiniz.
Ekran formatı nedir?
Ekran formatı, görüntü genişliğinin yüksekliğine oranıdır.
Net ve keskin bir görüntü istiyorum. Comb Filter bana yardımcı olur mu?
Comb Filter ile video sinyallerinin parlaklık ve renk kısımları ayrılır ve
böylece daha net görüntüler elde edersiniz.
Yatay çözünürlük ne işe yarar?
Yatay çözünürlük ekranın bir ucundan diğer ucuna çözülebilen dikey çizgi
sayısıdır. (Analog TV yayınlarında 330 satır, DVD Player’larda 500 satır
gibi) Teoride daha yüksek sayı daha detaylı resim anlamına gelse de, ekranda
gördüğünüz çözünürlük video sinyal kaynağınızın kalitesi ile ilgilidir.
Pal,Secam ve NTSC uyumluluğu nedir?
PAL; Avrupa, Avustralya, Ortadoğu ve Afrika'nın bazı kısımlarında kullanılan
bir renkli TV sistemidir. 625 yatay tarama satırı ve saniyede 25 kare
görüntüsü vardır.
SECAM; Sequential Couleur A'Memorie, Fransa, Rusya ve NTSC ya da PAL
sistemini kullanmayan ülkelerde kullanılan bir sistemdir. 625 yatay tarama
satırı vardır ve saniyede 25 kare resim görüntüler. NTSC; National
Television Standarts Committee sistemindeki video kasetlerin, uyumlu PAL
TV'lerde oynatılabilmesini sağlar.
İlgili başlıklar
Liste - Türkiye'deki televizyonlar
ilginç bilgiler - Televizyon
Plazma televizyon
LCD televizyon